25 Temmuz 2012 Çarşamba

Karışık

Çok mutluyum! Nedensiz.. En sevdiğim mutluluk çeşidi :) Nedensiz mutlu olduğunda mevcut mutluluk halinin bozulması bir nedene bağlı mutluluk hali ile kıyaslandığında kesinlikle daha zor. Neler seyrettim son zamanlarda.. Müzede bir gece filmini seyrettim oldukça eğlenceliydi :) Trump Tower daki Disney Live gösterisine gittim keyifliydi.. İspanyolca şarkılara takmış durumdayım.. Ne güzel bir dil ya rabbim :) Ada da bisiklete binme aktivitesi gerçekleştirdim acayip güzeldi.. Bisiklet turları düzenleyen bir organizasyon bulup kendimi dağa tepeye vuracağım kesin karalıyım :) İhsan Oktay Anar dan Kitab-ı Hiyel i okudum. Enfes bir anlatım tarzı var, bayılıyorum bu adama.. Okuman lazım anlatılabilecek gibi bir şey değil.. Bir yandan Fütursuz Oyunculuğu okuyorum tabii Eric Morris.. Tam bana göre bir oyunculuk metodu.. İki yılda okulda aldığım eğitimden daha efektif bir eğitim oldu bu üç ders.. Şaka gibi ama gerçek.. Zaten oyunculuk sınıfı için en fazla 8 kişi kontenjan olmalı.. Sonracıma Eskişehir e gittim.. Ne güzel bir yer.. Yeşillikler, parklar, bahçeler.. Neredeyse İzmir kadar güzeldi.. Limitless ve Tourist filmlerini izledim.. Eskişehir den dönüş yolunda :) İki filmde çok güzeldi zaten izlemeye niyetli olduğum filmlerdi..

13 Temmuz 2012 Cuma

Küçük Uğur Böceği-3

Ufaklık yol almaya başlamış.. Daha önce hiç görmediği yalnızca adını duyduğu bir çiçeği görünce çabucak üzerine konmuş :) Sarı Çuha Çiçeği! O kadar güzelmiş ve o kadar güzel kokuyormuş ki.. Kendinden biraz daha irice iki yabancı böcekte konmuş çiceğin üstüne aniden! Önce bir korkmuş bizimki ama sonra hedeflerini hatırlamış.. Yeni dünyaya yelken açtığını ve elbette yeni insanlar, türlerle karşılaşmak zorunda olduğunu.. Gülümsemeye çalışmış ama tabii o tiple çok zormuş bu :) Kimse güldüğünü anlamamış.. Kanatlarını hafiften açıp sevimli sevimli bakmaya başlamış.. Ve işe yaramış! Bir şekilde anlaşarak arkadaş olmuşlar.. Ona başka çiçekleri de öğretebileceklerini söyleyip bundan sonra birlikte uçmayı teklif etmişler! Küçük uğur böceği öylesine sevinmiş ki! Sarılmak istemiş yeni arkadaşlarına! Sonra artık büyüdüğünü ve hedefleri olduğunu hatırlayıp vazgeçmiş.. Zaman gerektiğini hissetmiş.. Olgunlaştığını hissetmiş.. Gülümsemiş kimse göremese bile gülümsediğinin farkına varmış.. :)

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Küçük Uğur Böceği-2

Ufaklığın bir gün o kadar çok uykusu gelmiş ki kafa düşüyor! Yok dik tutamıyor o minik antenlerini.. Hayır işi de var ..  Aklına ağustos böceği ile karınca hikayesi gelmiş.. Utanmış karıncayı kıskanmış.. Ama nafile kafa durmuyor.. Ne yapsa ne etse.. Çay içmiş iki damla yok.. Biraz kestireyim demiş patron gelecek korkusuna o da yalan olmuş.. Biraz daha çay içmiş.. Aptal bir su birikintisi görmüş içine zıplamış! Ön bacaklarını iyice ıslatmış.. Biraz daha çay içmiş.. Sakin durup sağı solu seyredeyim toparlarım demiş.. Yok.. Sonunda anlamış ki bu işin olacağı yok..Yaptığı işi tamamen arkasında bırakıp yeni bir işe yelken açmanın zamanı gelmiş.. Biraz daha çay içmiş.. O sırada koca kafalı pembe kedi gözüne ilişmiş.. Hastaymış bu kediye.. Ama kedinin haberi yokmuş ki :( Belki demiş onu yeterince çok düşünürsem o da benim onu düşündüğümü hisseder.. Fotoğrafını çekmiş.. Kalbine koymuş.. Arada çıkartıp K.K.P.K. ye bakalak olurmuş.. Öyle yol almaya başlamış.. Yeni bir işe, K.K.P.K ve yeni bir eve..


10 Temmuz 2012 Salı

Küçük Uğur Böceği - 1

Küçük bir uğur böceği varmış.. Kırmızı üstüne siyah puantiyeleri olan.. Bir insan baş parmağının tırnağı kadarmış bedeni.. O kadar çok seviyormuş ki dünyayı ve tüm canlıları, kanatlarını daha büyük açıp kucaklamak istermiş gördüğü her şeyi.. Bildiği tüm evreni.. Ailesini, kardeşlerini nereden geldiğini hiç ama hiç hatırlamıyormuş.. Tek bildiği bitmek tükenmek bilmeyen dünyaya sarılma arzusuymuş işte.. İnsan gördüğünde de hızla üstüne uçar eline koluna konup ona yakın olmaya çalışırmış.. İnsan kokusuna hayranmış.. O güne değin üzerine konduğu hiç kimseden kötü muamele görmemiş olan minik uğur böceği küçük kızı görünce hemen üzerine uçup tenine yapışmış.. Çığlık kıyamet! Çocuk o kadar çok bağırıp tepinmiş ki bizim ki ne yaptım da canını yaktım diye çok korkmuş.. Annesi gelip kızın kolundaki uğur böceğini hızla yere ittirince dengesi kaybolmuş, sırtı fena şekilde yere çakılmış :( Canı çok yanmış ama kızın canını yaktığı için canının yandığını kabul edip bir de üstüne kendini suçlamış.. Suçluluk duygusunu da kalbine ekleyip insanları daha da çok sevdiğine karar vermiş..

6 Temmuz 2012 Cuma

Çocuklarla Gezmek :)

Bu sefer ilginç bir konu başlığı oldu :) Ama hayatımda en çok yer kaplayan aktivitelerden biri ne yapayım :) Misal dün akşam Kadıköy Tepe Nautilus taki çocuk parkı kısmındaydık.. Çok eğlenceliydi.. Kuzenimin yeğeni var velet 5 yaşında.. Acayip zeki bir ufaklık.. Bütün oyuncaklarla oynadık :) 5D sinemaya da girdik ki bence süper bir şey bütün çocuklar görmeli! Beyoğlu AFM sinemalarının alt katında ve Demirören AVM isimli iğrenç binanın 3. katında da mevcut.. neyse en eğlenceli oyun toplarla balıkları vurmaktı :) hem iki kişilik olduğu için beraber oynadık çığlık kıyamet aptal toplarla ekrandaki pirhanaları vurarak çocuğu kurtarmaya çalışıyorsun elbette balıklar çocuğu yedi ama iyi eğlendik :) Üstelik onun yanında bir zavazingo daha vardı onda da denize atılan çöpleri vuruyorsun.. O oyunda iki kişilik ve sonunda fotoğrafını veriyor :) Bir tek gondola binmeye ikna edemedim korkarım olmaz dedi :) Çok iyiydi ya! Ondan önceki günde yeğenim ve kuzenimle ki biri 8 diğeri 12 yaşında Dark Shadows a gittik benim için ikinci izleyiş oldu ama veletler çok beğendi ya değdi :) Tim Burton ın adını ezberlettim kendilerine :P Her şey bir yana da ilk göz ağrım bitanecik canımıniçi yeğenimi çok özledim! Umarım bugün onu görebilirim.. 3,5 yaşında deris ama hali, tavrı, edası her şeyiyle bir birey.. Veledin kendine has huyları, bakışları, ifade tarzı var :) En son görüşmemizde kendini vampir zannederek kollarımı epey ısırmıştı ama :P Çok özledim keratayı..

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Eric Morris

Dün yeni bir atölyeye başladım. Eric Morris Methoduyla Oyunculuk Atölyesi.. Eğitmenimiz müthiş bir kadın! Pozitif enerjiden oluşmuş bir tepecik sanki :) Yeryüzü üzerinde hareket eden bir enerji dalgası.. Herkese eşit davranması da ayrıca takdir sebebi.. Sonracıma enstrümantal ve işçilik çalışması diye iki ayrı prensip üzerinden devam edecekmişiz... Dün enstrümental çalışma yaptık.. Duyular, farkındalık ve enerji aktarımı üzerine.. İnanılmaz keyifli ve bir o kadar dolu bir dört saat yaşadım! Tiyatro çalışmaları hayatımda sürekli vardır.. Sürekli eğitime inanırım üstelik Türkiye de saygı duyulan önemli eğitmenlerle çalışma deneyimlerim de oldu ama bu ders çok güzeldi.. :) Hani bugünlerde bu çalışmaya çok açıktım belki de.. Umarım bu yakaladığım his, duygu kaybolmaz.. Haftaya işçilik çalışması yapacağız tirat ezerleyip gideceğiz.. Hangi tiradı götürsem acaba.. Eskiden bildiğim, oynadığım bir şey olmamalı.. Hatta yeni bir oyun okuyup ondan ezber yapabilirim.. Hımmm.. Arzu Tramvay ını düşündüm.. Karamazov Kardeşler den bir şey çıkartabilirim.. Gizli Oturum olabilir.. Eski Fotoğraflar.. Kendi oyunumdan bir şey olsa ama bu çok erken olur daha sonra kendi oyunuma geçerim ya da hiç geçmem bilemedim.. Neyse bir şey bulacağım sonuçta iki üç şey ezberleyip orada o anda karar da verebilirim :)